PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Enflasyon, besin ve hizmet gruplarındaki fiyat artışlarının da etkisiyle beklentilerin üstünde arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakılırsa tüketici fiyat endeksi(TÜFE) Şubat’ta aylık yüzde 4.53 oranında artarken, senelik enflasyon ise 2.21 puan artışla yüzde 67.07 ile 15 ayın zirvesini görmüş oldu. TÜFE, 2024 Ocak’ta aylık yüzde 6.70 artışla beklentilerin üstünde gerçekleşmişti. Şubat’ta, senelik enflasyon, hizmet sektöründe belirgin olmak suretiyle, tüm ana gruplarda terfi etti. Aylık bazda ise besin ve hizmet grupları fiyat artışlarıyla öne çıktı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) aylık fiyat gelişimleri raporuna bakılırsa besin grubu aylık fiyat artışı genele yayılarak güçlendi, direkt etkilerinin yanı sıra yiyecek hizmetleri kanalıyla dolaylı olarak da manşet enflasyonu negatif etkilemeye devam etti. Enerji grubu aylık fiyat artışının ana belirleyicisi Kızıldeniz’deki jeopolitik gelişmelerle yükselen petrol tutarları ile Türk Lirası’nın seyrini takiben akaryakıt kalemi oldu. Ücret ayarlamalarının ve geriye doğru endeksleme eğiliminin devam eden yansımalarıyla hizmet grubunda genele yayılan fiyat artışları sürdü, aylık hizmet enflasyonu bundan önceki aya kıyasla mühim seviyede zayıflamakla beraber yüksek seyretti. Hizmet grubunda, kira ve lokanta-otel fiyatlarında kuvvetli aylık artış eğilimi devam ederken, bu zamanda eğitim ve iletişim hizmetleri de fiyat artışları ile dikkat çekti. Şubat’ta organik gazın aylık tüketici enflasyonuna mekanik tesiri (0.01 puan) oldukça sınırı olan kaldı. Senelik tüketici enflasyonuna katkılar incelendiğinde, Şubat’ta bundan önceki aya bakılırsa hizmet gruplarının 1.05, besin grubunun 0.90, enerji grubunun 0.30 puan artarken, alkol-tütün-altın ve temel mallar gruplarının katkıları da 0.02’şer puan düştü.

ÇEKİRDEK ENFLASYON ARTTI

TÜFE’de çekirdek göstergelere baktığımızda, mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C göstergelerinin aylık artış oranları bundan önceki aya kıyasla zayıflamakla beraber yüksek seyretti, göstergelerin senelik enflasyonları ise artış gösterdi. TÜİK verilerine bakılırsa Şubat’ta “B” endeksi aylık yüzde 4.23, “C” endeksi yüzde 3.57 arttı. B ve C endeksinin senelik değişiklik oranları sırasıyla 2.63 ve 2.41 puan artarak yüzde 70.31 ve yüzde 72.89 artış olarak gerçekleşti.

TÜİK verilerine bakılırsa yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) Şubat’ta yüzde 3.74 arttı, senelik enflasyon 3.09 puan yükselerek yüzde 47.29 olarak gerçekleşti.

TCMB’DE, İLAVE SIKILAŞMA ADIMLARI

TCMB, sıkı para politikası duruşunu destekleyici ilave sıkılaşma adımları attı. Bu doğrultuda, kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi kapsamında; Türk Lirası ticari krediler için yüzde 2.5 olan aylık gelişme sınırı yüzde 2’ye indirildi. İhtiyaç kredilerinde yüzde 3 olan aylık gelişme sınırı yüzde 2’ye düşürülürken, taşıt kredilerinde ise yüzde 2 sınırı korundu. İhracat, yatırım, ziraat ve esnaf kredileri ile kamu kuruluşlarına ve zelzele bölgesine yönelik krediler bu sınırlamalardan muaf tutulmaya devam edilecek. Kredi gelişme sınırlarına ilişkin uygulamanın etkinliğini çoğaltmak amacıyla, menkul kıymet tesisine ek olarak, kredi büyümesine dayalı mecburi karşılık tesis edilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğine dikkat çeken TCMB, ek olarak parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesine yönelik ilave adımlar üstünde çalışıldığını deklare etti. TCMB’nin duyurduğu mecburi karşılık hamlesi ise bigün sonrasında geldi. TCMB’nin 7 Mart’ta Resmi Gazete’de piyasaya çıkan Mecburi Karşılıklar Hakkında Bildiri’de Değişim Yapılmasına Dair Tebliği’ne bakılırsa TCMB tarafınca belirlenen kredilerin aylık yüzde 2 gelişme oranını aşan kısmı için TL cinsinden mecburi karşılık 1 yıl süreyle bloke olarak tutulacak.

Ayrıca TCMB’nin enflasyon raporunda ve Şubat ayı Para Politikası Kurulu metninde duyurduğu ilave sıkılaşmanın, dövize talep artışının yaşandığı günlerde gelmesi, piyasalar tarafınca “TCMB’nin buradayım” mesajı olarak yorumlandı.

“MERKEZ BANKASI’NA DESTEĞİMİZ TAM”

Merkez Bankası’nın ilave sıkılaşma hamlesi sonrasında iktisat yönetiminden de mesajlar geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz toplumsal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımda Ocak ayına bakılırsa ivme kaybetse de Şubat ayı enflasyonunun beklentilerin üstünde gerçekleştiğini belirterek, “Merkez Bankamızın ilave sıkılaştırıcı adımlarının yanı sıra, maliye politikası ve yapısal reformlar ile destekleyeceğimiz dezenflasyon sürecinde senenin ikinci yarısında belirgin sonuçlar alınacaktır. 2025’te enflasyonla savaşım süreci oldukca daha hızlanacaktır” ifadelerini kullandı.

Gömü ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise toplumsal medya paylaşımında aylık enflasyonun Şubat’ta beklentilerin üstünde gerçekleştiğini belirterek, dezenflasyonun süre ve kararlılık gerektirdiğini altını çizdi. Sabırla ve azimle fiyat istikrarı sağlanıncaya kadar çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Şimşek, “Merkez Bankası’na desteğimiz tamdır. TCMB’nin ilave sıkılaşma adımlarının büyümede dengelenmeye, cari açıkta daralmaya ve enflasyonist eğilimleri kırmaya katkısı olacaktır” dedi.

ŞİRKETLERİN NET DÖVZ AÇIĞINDA ARTIŞ

TCMB verilerine bakılırsa finansal kesim dışındaki firmaların net döviz açığı arttı. 2023 Aralık’ta bundan önceki aya bakılırsa finansal kesim dışındaki firmaların varlıkları 888 milyon doları azalırken, yükümlülükleri 1 milyar 985 milyon dolar arttı. 2023 Aralık’ta finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu açığı 83 milyar 137 milyon dolar olarak gerçekleşti ve Kasım 2023 dönemine bakılırsa 2 milyar 873 milyon dolar artış gösterdi. Aralık 2023 döneminde kısa vadeli varlıklar 150 milyar 833 milyon dolar iken, kısa vadeli yükümlülükler 90 milyar 294 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aralık 2023 döneminde kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası ise 60 milyar 539 milyon dolar olarak gerçekleşerek Kasım’a bakılırsa 557 milyon dolar artmış oldu.

“DAHA CESUR POLİTİKALAR GEREKLİ”

8 Mart Dünya Hanımefendiler Günü’nü kutladığımız geçen hafta TÜİK, istatistiklerle hanım bültenini de yayınladı. Buna bakılırsa; 31 Aralık 2023 itibarıyla, toplam nüfusun yüzde 49.9’unu hanımefendiler, yüzde 50.1’ini ise erkekler oluşturdu. Hanımefendiler ile erkekler arasındaki bu oransal denge, hanımefendilerin daha uzun yaşaması sebebiyle, 60 ve daha yukarı yaş grubundan itibaren hanımefendilerin lehine değişti. Hanım nüfusun oranı, 60-74 yaş grubunda yüzde 52.1 iken 90 ve üstü yaş grubunda yüzde 70.2 oldu. Ulusal eğitim istatistiklerine bakılırsa 2022’de averaj eğitim süresi Türkiye genelinde 9,2 yıl, hanımlarda 8.5 yıl, erkeklerde ise 10 yıl oldu. 2021’de yüzde 11.9 olan hanım büyükelçi oranı 2023’te yüzde 27.3, 2007’de yüzde 9.1 olan hanım milletvekili oranı 2023’te yüzde 19.9 oldu. 2010-2011 öğretim senesinde yüzde 27.6 olan yükseköğretimde görevli profesörler içindeki hanım profesör oranı 2022-2023 öğretim senesinde yüzde 33.9’a terfi etti. TÜİK’in Aralık 2023 işgücü istatistiklerine bakılırsa (mevsim etkisinden arındırılmış verilerle) Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 8.8 olurken, bu oran erkeklerde yüzde 7.1, hanımlarda yüzde 12 düzeyinde tahmin edildi. İstihdam oranı Aralık’ta yüzde 48.8 iken, bu oran erkeklerde yüzde 66.1, hanımlarda yüzde 31.9 olarak gerçekleşti. Aralık’ta işgücüne katılma oranı 53.5 olarak belirlenirken, bu oran erkeklerde yüzde 71.1, hanımlarda yüzde 36.3 oldu

Hanım istihdamında yapısal problemler olduğuna işaret eden Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Necat Coşkun, hanım nüfusunun işgücüne iştirakı ve istihdam düzeyinin Türkiye Ekonomisinin büyüklüğü ve ülkenin toplumsal gelişmişliği ile ters yönlü bulunduğunu açıkladı. Coşkun, “Bilhassa genç hanım nüfusu içinde ne istihdamda ne de eğitimde olmayanların sayıca çokluğu Türkiye’nin ekonomik kalkınma, beşeri sermayesinin zenginleşmesi, toplumsal ve kültürel gelişme hedefleri ile bağdaşmıyor. Gerçek anlamda kadının üretimde yer alması ve yüksek nitelikli beşeri ana para olarak katkıda bulunması için karalı ve yürekli politikalar uygulanmalı” dedi.

Seda YALÇINKAYA ÖZER / İntegral Yatırım Araştırma Müdürü

“Ek sıkılaşma adımları öne çekildi”

İhtiyaç kredilerinde taşıt kredisi hariç ve ticari krediler tarafında aylık gelişme sınırlarının düşürüldüğünü izledik. Türk lirasındaki sterilazyonun devam edeceği, likiditenin çekileceği ve gerekirse ilave sıkılaşmanın gelebileceği gerek daha önceki açıklamalarda gerekse de son enflasyon sunumunda belirtilmişti. Dolayısıyla TCMB’nin faiz silahı haricinde sıkılaşmaya gidilmesi sürpriz değil. Bu adımı iç talebi baskılayıcı bir adım olarak okuyabiliriz. Bilhassa Şubat ayı enflasyonunun beklenenin üstünde gelmesiyle beraber piyasa algısında bir miktar bozulmanın önüne geçilmek için seçim sonrası kabul edilen ek sıkılaşma adımlarının öne çekildiğini düşünmekteyiz. Geçtiğimiz dönemlerde enflasyon beklentilerinin yönetilmesinin ne kadar zor olduğuna şahit olmuştuk. Hatta kimi zaman enflasyon beklentilerini yönetmek enflasyonu yönetmekten daha zor olabiliyor. Dolayısıyla TCMB kazanılmış olduğu güvenin boşa gitmemesi adına beklenenden daha erken bir sıkılaşma adımı atmış şeklinde görünüyor. Bu adımla beraber bankalarda kredi iştahında yavaşlama izlenebilir. Bu kararla beraber hem kredi faizinde hem de bunu takiben mevduat faizinde yükselişin izlenmesi ihtimaller içinde bir durum şeklinde görünüyor.

Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

“Bankalara faiz teşviki verilebilir”

Aylık bazda Şubat ayı enflasyonu piyasanın averaj beklentilerinin üstünde gerçekleşti. Burada besin fiyatlarındaki ve hizmetler sektöründeki artışların belirleyici bulunduğunu görüyoruz. Mart ayı enflasyonu da görece yüksek gelebilir. TCMB’nin yıl sonu enflasyon beklentisinin gerçekleşme ihtimali pek mümkün gözükmüyor sadece iyi ihtimalle beklenti aralığının yukarı kısmına yakınsayabilecek şeklinde duruyor. Seçim sonrasına ilişkin hangi tedbirlerin olabileceği mevzusunda bir kötümser tablo var. Gömü ve Maliye Bakanı bu endişelerin bir kısmını yapmış olduğu izahat ile giderdi. Yüksek harcama ve talep patikasının birazcık normalleşmesi ve ekonominin soğuması gerekiyor. Bilhassa Türk lirasının kıymetli olması tüketim malı ithalatını yüksek tutuyor. Bir ihtimal kurun bir parça değerlenmesine imkân da tanımlanabilir. TCMB oluşan likidite fazlasını çekecek imkanlara haiz. Bu tarz şeyleri birazcık daha seri şekilde uygulaması beklenebilir. İçeride mevduat faizlerinin artması amacıyla bankalara faiz teşviki verilebilir. TCMB geçen hafta ilave sıkılaşma adımları attı. Bunlar beklenen adımlardı. Döviz kuru artışından rahatsız olduklarını ve bundan dolayı ortalama 6 ay sonrasında ileri vadeli kontratlı döviz ihalesi düzenlediklerini görüyoruz. Bence bu mühim ve beklenmeyen bir hamle olarak duruyor. Seçim sonrası miktarsal sıkılaşma adına daha fazlası gelebilir. Mart ayı PPK toplantısında herhangi bir faiz artışı beklentim yok. Sadece seçim sonrası sıkılaşma adımları çerçevesinde enflasyonun seyrine bakılırsa bir ya da iki faiz artışı daha gelebilir.

Prof. Dr. M. Necat COŞKUN / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisat Kısmı Öğretim Üyesi

“Ilkin yapısal problemler çözülmeli”

Şubat ayı tüketici tutarları, mal ve hizmetlerin arz kısıtları ve beklentilerde uzun süredir değişmeyen olumsuzluğun fiyatlama davranışlarına tesiri sonucu yüzde 4.53 şeklinde yüksek bir oranda artış gösterdi. Besin ve alkolsüz içecekler ve hizmet grubu başta olmak suretiyle oldukca sayıdaki grupta artış, TÜFE artışının üstünde gerçekleşti. Bu dönemdeki işlenmemiş besin, meyve, sebze ve et fiyatlarında artış TCMB’nin izlediği para politikasının müdahale alanı haricinde ziraat ve hayvancılık politikaları ve sektörün üretim koşullarını belirleyen yapısal problemler ile ilgili. Tarımsal ürünlere ilişik tedarik zincirindeki çarpıklıklar fiyat yükselişlerinde etkili. Internasyonal piyasalarda petrol fiyatlarının belirli sınırlar içinde kalması yeterince pozitif katkıya dönüştürülemedi. Manşet enflasyonunun çekirdek enflasyon göstergesinin üstünde kalması TCMB’nin parasal sıkılaştırmasının derecesi ve tesiri hakkında düşünce veriyor. Bu bağlamda bankaların verdikleri kredi miktarına engelleme getiren ilave önlemler alındı. Iktisat yönetiminin mahalli seçimler sonuçlanna kadar minimum müdahaleler ile fiyat artışlarını denetim etmeye çalmış olduğu görülüyor. Seçim sonrasında TCMB siyaset etkinliğini arttıracak halde siyaset faiz artışı dahil ilave adımları atacaktır. Kısa dönemde ekonominin üretim koşullarını değiştirecek önlemler etkili olmazken orta vadeli programın hedeflerine yetişmesi için ilk olarak ekonomik istikrarın sağlanması gerekecek. Mevcut model içinde TCMB talep yönetimli politikalar uygulayarak fiyat istikrarı ve finansal istikrar için lüzumlu önlemleri alsa da Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarını çözmeden bu problemlerle devamlı olarak karşılaşılacaktır.

Dr. Harun Türker KARA / Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi

“İlave sıkılaşma, enflasyona aşağı yönlü baskı oluşturabilir”

Şubat’ta senelik enflasyon hizmet sektörü taşıyıcı olmak suretiyle tüm gruplarda terfi etti. Aylık bazda dikkat çeken ise besin ve enerji fiyatlarındaki artış. Ulusal gelir rakamlarında da ziraat sektöründeki negatif gidişatı görmüştük sadece bütçeden görebildiğimiz kadarıyla bu alana ilişkin önlemler alınıyor. Enerjideki aylık fiyat artışının ana belirleyicisi Kızıldeniz’deki jeopolitik gelişmeler. Asgari ücretteki artışın gecikmeli tesirleri de enflasyonun yayılmasında etkili oldu. Eğer enflasyon geçmiş dönem averajlarına benzer bir eğilim sergilerse Mayıs ayında enflasyonun zirveyi görmesi ve TCMB patikası ile uyumlu gidişat sergilemesi olası. Burada patika uyumlu olsa da senelik enflasyonun yıl içi zirve olarak yüzde 75’i aşması beklenebilir. Kur hareketleri ve mevduat faizlerinde sıkılaştırma adımlarına verilecek tepki ile sağlanabilecek Türk lirası gerçek değerlenme süreci ve likidite koşulları burada oldukca mühim. Enflasyon görünümünde ve beklentilerde kalıcı bozulma halinde TCMB tarafınca parasal aktarım mekanizmasını destekleyici çeşitli adımlar atılması ve faiz artırımının gündeme gelmesi beklenebilir. TCMB’nin bilhassa faiz mevzusunda atacağı adımlarda verileri bir süre daha takip etmesini umuyorum. Öte taraftan, geçen hafta içinde açık piyasa işlemlerinde TCMB yine borç verici konuma geçti, ağırlıklı averaj fonlama maliyeti yüzde 46’ları aştı ve kredilere yönelik ilave sıkılaştırma adımları geldi. Bu adımlar enflasyon üstünde aşağı yönlü baskı oluşturabilir.

Prof. Dr. Berrin Ceylan ATAMAN /İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı

“TCMB’nin faiz artırımı yönünde karar alması ihtimaller içinde”

Mayıs ayında enflasyonun yüzde 75 ile zirve yapacağı ifade edilmişti. Zirvenin birkaç puanlık artış ile Haziran’a sarkması ihtimaller içinde gözüküyor. Türkiye yüzde 71 ile besin enflasyonunun en yüksek olduğu ülkelerden biri. Öte taraftan hizmetler sektöründe enflasyon yüzde 94 ile ortalamanın oldukca üstünde gerçekleşti. Hizmet ve besin tutarları enflasyonundaki riskler ve baz tesiri ile 2024 senelik enflasyonu hedefleri aşabilir. Parasal sıkılaştırmanın devam edeceği yönündeki açıklamalar gerekirse faiz artırımı yapılabileceğine işaret ediyor. Aylık enflasyonun düşmemesi durumunda TCMB’nin faiz artırımı yönünde bir karar alması ihtimaller içinde gözüküyor. Türkiye’nin ikinci yüzyıl hedeflerinin tutturulmasında enflasyon kadar işgücü piyasasına yönelik iyileştirmelere de gerekseme var. Bilhassa bayanları işgücü piyasası haricinde bırakarak Türkiye’nin ikinci yüzyıl hedeflerine yetişmesi ihtimaller içinde değil. Türkiye’de hanım işgücüne katılım oranı yüzde 36 ile yüzde 52 olan AB ve OECD averajının oldukca altında. Devletimizde üniversite mezunu hanımefendilerin işgücüne katılım oranının yüzde 70 olması eğitimli kadının emek harcama yaşamına girmiş olduğu yönünde mühim bir veri. Bu çerçevede izlenmesi ihtiyaç duyulan stratejilerin başlangıcında hanımefendilerin eğitim seviyesinin arttırılması ve katma kıymeti yüksek sektörlerde hanım istihdamına yer verilmesi gelmeli. Finans, otomotiv, enerji ve teknoloji şeklinde sektörlerde kadının işten elde etmiş olduğu doyum artacak, dolayısıyla işgücü piyasasında kalması için mühim bir motivasyon olacak. İş-özel yaşam dengesinin olmaması, kariyer alanında ilerleme ve terfi/yükselme fırsatlarının azlığı, ücret ve yan hakların yetersizliği şeklinde mevzular olumsuzluklar içinde kalmaya devam ederken, toplumsal roller dikkate alınarak, hanıma içinde olmaktan mutlu olduğu bir emek harcama yaşamı sunulması öne çıkıyor.