Hazreti Musa aleyhisselâm ile olan mücadeleleri Kur’an-ı Kerim’de uzunca anlatılan Firavun, dünyaca meşhur Mısır hükümdarlarından biridir.
Bazı kaynaklarda onun 2. Ramses olduğu, bazı kaynaklarda da Ramses’in oğlu Menfiteh olduğu yazılmıştır. İslâm tarihlerinde ismi Velid b. Musab olarak zikredilir ve Firavun kelimesi azgın, cebbar, zorla hakimiyet kurmuş kimse manâsına kullanılır. Araplar, İran hükümdarlarına Kisra, Bizans krallarına Kayser, Habeş krallarına (P Necaşi, Mısır hükümdarlarına da Firavun
demişlerdir.
Kur’anda Hazreti Musa ile mücadelesi verilen Firavun, o dönemde kendi topraklarında yaşayan İsrailoğulları’nı köle gibi çalıştıran; onlardan nefret ettiği için doğan erkek çocuklarını öldüren zalim ve acımasız bir kimse idi. Hazreti Musa’nın risâletini kabul etmemiş ve inkârında sonuna kadar direnmişti. Çaresiz kalıp, Israiloğullan’nın başka topraklara göç etmesine izin vermesine rağmen sonra pişman olmuş ve onları takip edip Kızıldeniz kıyısında sıkıştırmıştı.
Bir mucize kabilinden deniz yarılıp ortasında bir yol açılmış; Hazreti Musa ve kavmi kurtulmuş, fakat bu yola giren Firavun ve adamları tekrar kapanan deniz sebebiyle boğulup ölmüşlerdir. Firavun’un son anda iman etmek istediği, fakat yüce Allah’ın: “Şimdi mi? Halbuki sen daha önce isyan etmiş, daima fesatçılardan olmuştun” buyurduğu Kur’an âyetleriyle sabittir. (Bak: Yûnus Sûresi, âyet: 90- 92) Firavun’un cesedi daha sonra gelenlere ibret olsun diye karaya atılmıştır.