Son devrin büyük İslâm bilginlerinden İskilipli Atıf Efendi 1926 yılında Ankara’da, asılmak suretiyle idam edilmiştir.
Şapka Kanunu’na muhalefet ettiği gerekçesiyle, İstiklal Mahkemesi tarafından idamına karar verilen İskilipli Atıf Efendi, kendisinin suçlandığı eserini, Şapka Kanunu’nun çıkmasından epeyce önce yazdığını ve “Frenk Mukallitliği ve İslâm” isimli bu risale ile şimdi suçlanamayacağını bildirmişse de mahkeme üyeleri esasen bu değerli alimi idam ederek onun gibi düşünenlere gözdağı vermeyi amaçladıklarından kitabın, hadiseleri kışkırtıcı bir unsur olduğunu bildirmişlerdir. Onlar, şapka aleyhinde olanların dini siyasete alet ettiklerini ve bunun da gerekirse idamla cezalandırılması gerektiğini söylemişlerdir.

Mahkeme üyeleri yaptıkları bu işlerle rejimi ve cumhuriyeti kurtardıkları zannına kapılmış, kendilerini destekleyen çevrelerin de itimat ve sevgisini kazanmışlardır. İskilipli Atıf Efendi’nin idamına karar veren İstiklal Mahkemesi üyelerinin reisi Kel Ali lakabıyla meşhur olan Ali Çetinkaya idi. Diğer mahkeme üyeleri
ise Kılıç Ali, Rize Mebusu Ali (Zırh) ve yedek üye de Reşid Galib Bey idi. Savcı olarak görev yapan zâtın adı da Necip Ali olduğundan onlara “Dört Aliler”, mahkemeye de “Dört Aliler Mahkemesi” deniliyordu.
Türkiye’de gezici mahkemeler kurarak kısa zamanda bir çok karara imza atmış olan bu üyelerin kaç kişiyi idam ettiği halâ tam olarak bilinmemektedir. Sadece Rize’de şapka giymek istemeyen 143 kişi iki gün içinde yargılanmış, içlerinden sekiz kişi idama, 14 kişi 15 yıla, 22 kişi 10 yıla, 19 kişi de beş yıl hapse mahkum
edilmiştir.

İskilipli Atıf Efendi’ye mahkeme reisinin; “Şapkaya niçin muhalefet ediyorsun? Nihayet bir bez parçasıdır!” dediği ve onun da reisin arkasında asılı bulunan bayrağı göstererek “O da bir bez parçasıdır, fakat anlamı vardır!” diye cevap verdiği hafızalardan silinmemiştir.

(Toplam: 16, Bugün: 1 )