PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), senenin ilk enflasyon raporunda enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmedi. Yıl sonu enflasyon tahminlerini 2024 için yüzde 36, 2025 için yüzde 14 ve 2026 için yüzde 9 düzeyinde korudu. Enflasyonun orta vadede yüzde 5 hedefinde istikrar kazanmasını öngördüklerini söyleyen TCMB Başkanı Fatih Karahan, enflasyonun Mayıs’ta yüzde 73 ile zirve yapacağını, Mayıs sonrasında dezenflasyon dönemine girileceğini kaydetti. TCMB’nin yeni Başkanı Fatih Karahan, önlerindeki bir numaralı riskin, beklentilerinin bir miktar üstünde gerçekleşen asgari ücret artışı bulunduğunu aktardı. Senenin ilk yarısında, mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyonun averaj olarak yüzde 4’ün altında, Ocak hariç ise yüzde 3 civarında seyredeceğini öngördüklerini belirten Karahan, enflasyonun tepe noktasına ulaşacağı Mayıs sonuna kadar, Ocak ayında olduğu benzer biçimde bazı geçici etkisinde bırakır görüleceğini, Mayıs sonrasında senelik manşet enflasyonda süratli bir düşüş görüleceğini beyan etti.

GEREKİRSE SIKILAŞTIRILACAK…

TCMB Başkanlığı’na 3 Şubat’ta atanan Fatih Karahan, Banka’nın İdare Merkezi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında yapmış olduğu sunumun arkasından TCMB Başkan Yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile soruları yanıtladı. Enflasyonun, hedeflerle uyumlu seviyeye gerileyene kadar parasal sıkılığı korumakta emin olduklarının altını çizen Karahan, enflasyon görünümünde herhangi bir bozulmaya izin vermeyeceklerini altını çizdi. Karahan, siyaset faizinin Ocak’ta ulaşmış olduğu düzey ve parasal aktarımı güçlendirmek için atmakta oldukları destekleyici adımlarla dezenflasyonun tesisi için lüzumlu parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığını değerlendirdiklerini kaydetti. Siyaset faizinin mevcut seviyesinin gerektiği müddetçe sürdürüleceğinin altını çizen Karahan, indirime gitmek için gözetecekleri iki ana koşulu “aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin bir düşüş göstermesi” ve “enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığını yakınsaması” olarak beyan etti. Karahan, enflasyon beklentileri, fiyat belirme davranışları, kamu harcama ve vergi politikası, ücretler, hususi tüketim benzer biçimde unsurların enflasyon görünümünde tahminlerinden belgin bir sapmaya yol açacağının anlaşılması durumunda ise para politikası duruşunun sıkılaştırılacağını altını çizdi. Siyaset faizinin ne süre düşeceğine ilişkin sual üstüne Karahan, “indirimi konuşmak için fazlasıyla erken” ifadelerini kullandı.

KREDİ KARTLARINA DÜZENLEME!..

Yöneltilen bir sual üstüne, Aralık’ta kredi kartı harcamalarında yükselme bulunduğunu belirten Başkan Karahan, “Bunun geçici olup olmadığı hemen hemen oldukca net değil. Asgari ücretin artacağı bekleniyordu. Bundan dolayı bazı harcamalar öne çekilmiş olabilir fakat bundan bağımsız olarak kredi kartlarında düzenleme yapılması icap ettiğini düşünüyoruz. Bu mevzuda birkaç fikrimiz var, çalışmalarımız sürüyor” dedi.

Bir sual üstüne döviz rezervi hedefleri bulunmadığını belirten Karahan, “Piyasa şartları elverdiği sürece bir miktar daha biriki biriktirmemiz gerekiyor. Kasım ve Aralık aylarında ciddi şekilde yurtdışından giriş oldu. O dönem biz biriki biriktirmiş olmasak kurda aşağı yönlü bir hareket muhtemeldi. Fakat dezenflasyon hedefini gözeterek bir taraftan biriki biriktirmemiz gerektiği için bu yola başvurduk. Biriki daha makul seviyelere gelene kadar bu şekilde devam edecek” diye konuştu.

TCMB Başkan Yardımcısı Osman Cevdet Akçay, yüzde 36’lık yıl sonu enflasyon hedefini “İddialı fakat erişilebilir bir hedef” olarak beyan etti. “İddiasız hedef koyan merkez bankası bence oksimorundur” diyen Akçay, son dönemde attıkları adımlarla fonlama maliyeti ile mevduat faizi, siyaset faizi ile enflasyon oranı, faiz ile kur arasındaki bağlantıları tekrardan kurmaya çalıştıklarını kaydetti.

YILLIK TÜFE ARTIŞI YÜZDE 64.86

Şimdi de özetlemek gerekirse geçen haftanın mühim yurtiçi verilerine bir göz atalım. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine bakılırsa tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Ocak’ta aylık yüzde 6.70 artarken senelik enflasyon 0.9 puanlık artışla yüzde 64.86 oldu. Aylık enflasyon yüzde 6.70’lik artış performansıyla son beş ayın en yüksek düzeyinde gerçekleşti. TÜFE ana harcama gruplarına bakılırsa aylık artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 17.68 ile sıhhat olurken, bu grubu yüzde 12.17 ile lokanta ve oteller, yüzde 10.25 ile çeşitli mal ve hizmetler izledi.

İşlenmemiş besin ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE (B) aylık yüzde 6.85 artarken senelik enflasyonu 0.34 puan azalışla yüzde 67.68, enerji, besin ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE (C) aylık yüzde 7.58 artarken senelik enflasyonu 0.16 puan azalışla yüzde 70.48 düzeyinde gerçekleşti. Yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) Ocak’ta aylık yüzde 4.14 artarken, yatay bir seyir izleyen senelik enflasyonu 0.02 puan azalışla yüzde 44.20 oldu.

TCMB’nin aylık fiyat gelişimleri raporunda, Ocak’ta gerçekleşen yükselişin arkasından, izleyen dönemde enflasyonun ana eğiliminin zayıflayacağı değerlendirildi.

Gömü ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyon verilerine ilişkin olarak toplumsal medya hesabından yapmış olduğu paylaşımda Ocak’ta aylık enflasyonun geçici etkisinde bırakır kaynaklı yükseldiğini vurgulayarak, Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda kıymet şekilde düşerek tahmin patikasıyla uyumlu seyredeceğini öngördüklerini kaydetti. Senelik enflasyonda ise senenin ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceklerini belirtti.

SANAYİ ÜRETİMİ ARTTI

Büyümenin öncü göstergelerinden endüstri üretimi 2023 Aralık’ta aylık yüzde 2.4, senelik yüzde 1.6 arttı. TÜİK verilerine bakılırsa sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 Aralık’ta aylık bazda madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yüzde 0.7 azaldı, imalat endüstri sektörü endeksi yüzde 2.9 arttı ve elektrik, gaz, buğu ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 0.1 azaldı.

2024 yılı Ocak’ta en oldukca gerçek getiri elde eden finansal yatırım aracı külçe altın oldu. TÜİK verilerine bakılırsa aylık en yüksek gerçek getiri Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 0.35 oranında külçe altında gerçekleşti. TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe altın yatırımcısına yüzde 2.06 oranında kaybettirdi.

TÜRKİYE NÜFUSU 85 MİLYON 372 BİN 377

Türkiye’de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2023 itibarıyla bundan önceki yıla bakılırsa 92 bin 824 şahıs artarak 85 milyon 372 bin 377 şahıs oldu. TÜİK verilerine bakılırsa, adam nüfus 42 milyon 734 bin 71 şahıs, hanım nüfus 42 milyon 638 bin 306 şahıs düzeyinde gerçekleşti. Toplam nüfusun yüzde 50.1’ini erkekler, yüzde 49.9’unu ise bayanlar oluşturdu. Senelik nüfus artış hızı 2022’de binde 7.1 iken, 2023’te binde 1.1 oldu.

İstanbul’un nüfusu, 2023’te bundan önceki yıla bakılırsa 252 bin 27 şahıs azalarak 15 milyon 655 bin 924 şahıs oldu. Türkiye nüfusunun yüzde 18.34’ünün ikamet etmiş olduğu İstanbul’u, 5 milyon 803 bin 482 şahıs ile Ankara, 4 milyon 479 bin 525 şahıs ile İzmir, 3 milyon 214 bin 571 şahıs ile Bursa ve 2 milyon 696 bin 249 şahıs ile Antalya izledi. Türkiye’de ikamet eden yabancı nüfus) bundan önceki yıla bakılırsa 253 bin 293 şahıs azalarak 1 milyon 570 bin 543 şahıs oldu.

Türkiye’nin 2007 ve 2023 yılı nüfus piramitleri karşılaştırıldığında, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalmaya bağlı olarak, yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği görüldü. Türkiye’de 2022’de 33.5 olan ortanca yaş, 2023’te 34’e terfi etti. Emek verme çağı olan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, 2007’de yüzde 66.5 iken 2023’te yüzde 68.3 oldu.

TCMB’DEN YENİ ADIM

TCMB Başkanlığı’na Fatih Karahan’ın atanmasının arkasından, Bankadan Türk lirasını destekleyen faiz adımı geldi. Yeni düzenlemeye bakılırsa, parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi, Türk lirası mevduat payının artırılması ve kur korumalı mevduattan (KKM) Türk lirası mevduata geçişin desteklenmesi amacıyla belirlenen koşulları elde eden mevduat bankalarının bir aydan uzun vadeli Türk lirası mevduat ve kur korumalı mevduat hesapları için tesis edilen mecburi karşılıklarına üç ayda bir faiz uygulanacak. Katılım bankalarının Türk lirası cinsinden tesis edilmesi ihtiyaç duyulan mecburi karşılık tutarında benzer etkiyi sağlayacak şekilde indirim yapılacak. Ayrıca Resmi Gazete’de 5 Şubat’ta piyasaya çıkan bildiri ile döviz dönüşümlü KKM’de tarih uzatıldı. Enflasyon raporu toplantısında yöneltilen bir sual üstüne mecburi karşılıklarda bir düşüş planları olmadığının altını çizen Başkan Karahan, “Parasal aktarımın tesisi için likidite yönetimi oldukça mühim. Sistemik olanı yönetmek için mecburi karşılıkları kullandık. Mecburi karşılıklar 1 trilyon liraya ulaştı. Banka bilançoları için oldukça yüksek düzey. Faizin geldiği yüzde 45 seviyesini düşündüğümüzde bankaların bunu yönetmesi zorlaştı. Bankalar çözümü mevduat faizlerini aşağı çekmekte buldu. Bizim için mevduat faizlerinin seviyesi oldukça eleştiri. Yaptığımız düzenlemeyle mecburi karşılıklara bankalara verdiğimiz hedefleri tutturmaları doğrultusunda faiz ödemesi hayata geçirmeye karar verdik. Aldığımız üç günlük veriler doğru yönde olduğumuzu gösteriyor” dedi.

Nilüfer SEZGİN / İş Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

“Faiz indirim beklentileri ötelenebilir”

Merkez Bankası ilave bir faiz artırım ihtimalini masada tutmakla beraber, ana senaryosunda mevcut faiz seviyesini koruyup bu faizin piyasada daha etkili bir rol oynaması için atılan adımlara ve atılabilecek yeni adımlara odaklandı. Mevduat faizinin para politikasının sıkılık düzeyiyle daha uyumlu hale gelmesi gerekliliği öne çıkarıldı. Ocak ayında enflasyonun ana eğiliminde bozulma olduğu, sadece bunun geçici olduğu mesajı verildi. Yıl sonu yüzde 36 enflasyon tahminin korunmasıyla da bunun bir ara hedef olduğu tekrardan vurgulandı ve enflasyon ara hedefinin değiştirilmesindense daha sıkı bir parasal duruşa geçilerek bu hedefe ulaşılmaya çalışılacağı vurgulandı. Enflasyonun ana eğiliminin düşmesi beklenen seviyelerin açıklanmasının öngörülebilirlik açısından pozitif yönde bulunduğunu düşünüyorum. Bu seviyelere yakınsanamazsa TCMB ilave faiz artırımını gündemine alabilir. Sadece, bu karar Şubat ve Mart verileri gözlendikten sonrasında doğrusu seçim sonrasındaki dönemde değerlendirilebilecek benzer biçimde bir çıkarım yapmak mümkün. Piyasada Ocak ayı ile beraber enflasyonla ilgili endişeler artmıştı. Bozulmanın geçici olacağına dair ikna çabası ve gerekirse ilave adım atılacağı mevzusunda itimat vermeye yönelik mesajlar öne çıktı. Ağustos’la beraber faiz indirimlerinin gündeme gelebileceği beklentisindeydim. Yeni mesajlar çerçevesinde faiz indirimi daha geç gündeme gelebilir diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Abdulkadir DEVELİ / Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi

“Sermayenin Türkiye’ye ciddi ilgisi olacak”

Enflasyon tahminleri korundu. Verilen ana bildiri, ‘fiyat istikrarı ve enflasyon iyileşene kadar parasal sıkılaştırma devam edecek’ şeklinde oldu. Siyaset faizinde mevcut düzey gerektiği sürece sürdürülecek, enflasyonun düşmesi ve beklentilerin aralığa yaklaşması beklenecek. Enflasyon tahmin aralığına yaklaşmazsa yada belirgin bir bozulma olursa parasal sıkılaştırma uygulanacak. Mevduat faizi ve kredi arzına ilişkin olarak, parasal aktarımı zayıflatan oynaklıklara izin verilmeyecek, likidite sterilizasyonunun kuvvetli bir halde devam edecek. Yeni Başkan hem eğitimi hem de deneyim geçmişi ile yetkin bulunduğunu göstermişti. Toplantıdaki özgüvenli hali ve gerektiğinde yardımcılarına söz vermesi ile oldukça başarı göstermiş bir başkanlık periyodu geçireceğini göstermiş oldu. Iktisat koordinasyonu ve maliye politikası yardımı ile para politikası kısa sürede başarı göstermiş sonuçlar verecek. Şaşırtıcı istifadan sonrasında bile tahminlerin değişmemesi, döviz kurunda oynaklık yaşanmaması da iktisat yönetimine olan itimatı gösterdi. Enflasyon tahminleri; hem internasyonal emtia fiyatlarındaki beklentiler hem de geçtiğimiz yıl vergi ve döviz kurunda yaşanmış olan bir defalık artışın baz tesiri ile enflasyon patikasındaki düşüş, yüzde 36’lık enflasyonun gerçekçi bulunduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz aydan itibaren gerçek faiz pozitif olarak gerçekleşti. CDS’ler ise 700’lü seviyeden 300’lü sayılara indi. Nerede ise tüm internasyonal yatırımcı kuruluşlar TL varlıklara yatırım tavsiyesinde bulunmuş oldu. Bu üç başlık, sermayenin Türkiye’ye ciddi ilgisinin olacağını gösteriyor.

Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

“İletişim açısından başarı göstermiş bir imtihan verildi”

Senenin ilk enflasyon toplantısında güzel bir sunum gerçekleştirildi. Sadece söylenenler Ocak ayı Para Politikası Kurulu (PPK) metninden değişik değil. Yıl sonu TÜFE beklentileri de aynı kaldı. TCMB Başkanı Karahan, ‘dezenflasyonun tesisi için lüzumlu parasal sıkılık düzeyine ulaşıldı’ diyerek daha ilkin konulmuş noktayı tekrardan koydu. Başkan yanına başkan yardımcılarını da alarak ‘birlik ve bütünlük’ mesajı verdi. Başkan yardımcılarına söz verilmesi güzel sadece başkan yardımcılarının fazladan katkı sağlama çabası yeni TCMB Başkanını geride bıraktı. Önceki başkanı ön plana alan kişiselleştirilmiş sorulara yanıt verilmemesi bence pozitif yönde. Kurumsal kimlik ön plana çıkarıldı. Faiz indirimi mevzusunun hassaslığının farkındalar. Bundan dolayı faiz indiriminin erken bulunduğunu söylemeleri bence mühim. Yabancı kuruluşların faiz artırım beklentilerinin kırılması da mühim bir nokta. Bence ilk görüşmede yazışma açısından başarı göstermiş bir imtihan verildi.

Tonguç ERBAŞ / Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı

“Siyaset faizinde ihtimaller içinde bir gevşeme sinyali yok”

Merkez Bankası’nın yeni Başkanı Fatih Karahan, Mayıs ayında enflasyonda yüzde 70-75 aralığında zirve yaşanacağı ve sonrasında yaşanacak dezenflasyon ile yıl sonunun yüzde 36 enflasyon ile tamamlanacağını öngördüklerini iletti. Siyaset faizinin mevcut seviyesinin gerektiği müddetçe sürdürüleceğini, enflasyon görünümünde belirgin bir bozulma görülmesi halinde parasal sıkılığın gözden geçirileceğini açıklayan Karahan, dezenflasyonu tesis etmeye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edileceğini beyan etti. Büyümede beklenilen verimliliği alamadıklarını basın toplantısının sual yanıt kısmında söyleyen Karahan, sıkılaşmanın talep üstünde yarattığı etkinin gelişme üstünde olmasının olağan bulunduğunu belirtti. Görüşmede son dönemde rezervlerdeki düşüşün sebeplerinden biri KKM hesaplarından yabancı paraya dönüşlerin artması olarak yayınlandı. Bilhassa besin enflasyonunu gözetmek için komite oluşturulduğunu ve problemleri çözümleme ederek çaba gösterildiğini, fakat mevzunun yapısal reformlarla sadece sonuca erişilebileceğini paylaştı. Geleceğe yönelik olarak ana odak noktanın dezenflasyonist sürece ulaşmak olduğu vurgusu net bir üslupla ifade edildi. Lüzumlu parasal sıkılık düzeyine erişilmiş olsa da görünümde bir değişim halinde politikanın gözden geçirilebileceğini söylemesi de ileriki dönemde siyaset faizinde ihtimaller içinde bir gevşemeye yönelik sinyalin verilmediğini, gelişmelerin yakından takip edileceğini gösterdi. Yeni Başkanın açıklamalarında ve sual yanıt kısmında enflasyon odaklı olması, mevcut başkan yardımcılarının kendi alanlarında soruları detaylı cevaplamasının pozitif yönde bir görüntü verdiğini düşünüyorum.