tarihi-eserler-ve-isigin-dansi

Bir şehrin zamanı eserleri, onun kimliğinin, geçmişinin ve hikayesinin taşıyıcılarıdır. Bu eserlerin her biri, yüzlerce kim bilir binlerce senelik bir mirası temsil eder. Peki bu benzeri olmayan yapıtları geceleyin iyi mi aydınlatmalıyız ki, hem onların asaletine yakışır bir görünüm kazandıralım hem de dönemin sert rüzgarlarına karşı koruyalım?

Işık, zamanı eserlerin gizemini ve güzelliğini ortaya çıkaran en mühim unsurlardan biridir. Sadece bu ışığın kullanımı, bir sanatçının fırçası kadar incelik gerektirir.

Yanlış bir ışıklandırma, eserin dokusuna zarar verebilir, renklerini bozabilir ve hatta yapısını zedeleyebilir. Bundan dolayı, ışıklandırma süreci, eserin kendisi kadar özenle ele alınmalıdır.

Ilk olarak, ışık yoğunluğu büyük bir dikkatle ayarlanmalıdır. Fazlaca kuvvetli ışıklar, eserin malzemesini zaman içinde aşındırabilir ve solmasına niçin olabilir.

Bu yüzden, ışık seviyesi, eserin malzemesine zarar vermeyecek ve onun naturel görünümünü bozmayacak şekilde dengelenmelidir.

isik-tarihi-eserlerin-gizemini-ve-onemini-ortaya-cikarir

Renk sıcaklığı da eserin orijinal renklerini korumak için yaşamsal öneme haizdir. Soğuk tonlar, eserin sıcak ve davetkar atmosferini engelleyebilirken, oldukca sıcak tonlar da eserin süre içinde solmasına yol açabilir.

Doğru renk sıcaklığı, eserin zamanı dokusunu ve renklerini sadık bir halde yansıtacak şekilde seçilmelidir.

Işığın yönlendirilmesi mevzusunda da aynı itina gösterilmelidir. Işık, eserin üstüne direkt ve eşit bir halde dağıtılmalıdır ki, oluşabilecek gölgeler ve parlak noktalar, eserin detaylarını gizlemesin.

Böylece, eserin tüm ihtişamı ve ince işçiliği, ziyaretçilerin gözleri önüne serilir. Aydınlatma sisteminin güvenliği de unutulmamalıdır.

Kullanılan aydınlatma elemanları, eserin yapısına zarar vermeyecek şekilde monte edilmeli ve elektrik bağlantıları, su sızıntısı şeklinde potansiyel tehlikelere karşı korunaklı olmalıdır.

Son olarak, sürdürülebilirlik… Günümüzde enerji verimliliği ve çevre dostu teknolojiler, her alanda olduğu şeklinde zamanı eserlerin aydınlatılmasında da büyük bir ehemmiyet taşıyor.

LED lambalar şeklinde düşük enerji tüketen ve uzun ömürlü ışık kaynakları, hem enerji tasarrufu sağlar hem de çevresel etkimizi azaltır.

Zamanı eserlerin aydınlatılması, yalnız bir teknik işlem değil, bununla birlikte bir sanattır. Her bir ışık, eserin ruhunu yansıtır ve onun öyküsünü anlatır.

Bu yüzden, ışıklandırma sürecine ihtiyaç duyulan özeni göstermek, geçmişimize duyduğumuz saygının bir ifadesidir.

Gece karanlığında, ışığın dansıyla can gören zamanı eserler, bizlere dönemin ötesinden seslenir ve bizlere, kültürümüzün ve medeniyetimizin ne kadar varlıklı bulunduğunu hatırlatır.

Bilhassa Ankara’da bulunan Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi, endüstri müzesi olarak hizmet vermektedir ve eserlerin aydınlatılması mevzusunda iyi bir örnek teşkil edebilir.  Bu müze, zamanı eserlerin korunması ve sergilenmesi için doğru aydınlatma uygulamalarını incelemek için bir müracaat deposu olabilir.

Ihmal etmeyin ki doğru aydınlatma, hem eserlerin güvenliği hem de ziyaretçilerin keyifli bir tecrübe yaşaması için eleştiri bir faktördür.

 

Kaynakça

  • academia.edu
  • sanattanyansimalar.com
  • emo.org.tr