Arka Kapak Bilgisi

Romanları ve oyunculuğu ile Türkiye’de ve dünyada büyük ilgiyle takip edilen Bahadır Yenişehirlioğlu bu kez şaşırtıcı bir romanla çıkıyor okurlarının karşısına.

Her şeyi geride bırakıp çekip gitmek kolay mı? Oluşturmak için senelerce uğraştığı düzeninden bir çırpıda vazgeçebilir mi insan? Geride bıraktıkların ne olacak? Sorumluluklarını ne yapacaksın? Gözünün içine muhabbetle bakanlar ne meydana getirecek sensiz?
Peki ya hayallerin? Hakkaten yaşadığın yaşamı istiyor musun? Bu kısacık ömrünü başkalarının istediği şeklinde mi sürdüreceksin? Benliğini bulmak için asla mi uğraşmayacaksın? Gidebilirsen eğer, gittiğin yerde seni neler bekler? Gidemezsen kimdir aslına bakarsak bunun sorumlusu?

Üsküdar’ın sırtlarından İstanbul’u sessiz bir şekilde izleyen o ev, içinde Antikacı Cemil Bey’in hikâyesiyle beraber neler barındırır?

Antikacı Kitap Özeti

Bahadır Yenişehirlioğlu, Antikacı adlı eserinde hadiseleri karışık ve kısa kısa kesitler halinde kaleme almıştır.

Cemil Bey, babasının annesine olan şiddetine her daim öfkelenen birisidir. Cemil Bey sıksık annesinin yanında bulunmaya çalışıp en fena anlarında  anası ile birbirlerinin destekcisi olmuşlardır. Babasının bu tavırları yüzünden evden kaçıp uzaklara gitmek istese de annesinin  babası münasebetiyle zor halde kalacağını düşünerek her seferinde caymak zorunda kalmaktadır. Babasına karşı fazlaca kin ve nefret taşıyan Cemil Bey, her hadise karşısında sessiz kalıp sıksık içine atmış, sükunetini bozmamıştır.

Cemil Bey’in en yakın  dostu olan Süreyya ile sıksık gittikleri mekanlardan birisi olan kebapçıda kebap yedikten sonrasında Ayn-ı Ali adlı yerde oturup söyleşi muhabbet ederlerdi. Cemil Bey, Süreyya’nın hadiselere bakış açısını ve rahatlığını her daim özenmiştir. Süreyya her vakaya değişik bir görüş açısı ve pencereden bakmaktadır. Gene bir sohbetlerinde Süreyya’dan, Sakine’nin kendisine aşık bulunduğunu duyunca nutku tutulmuştur adeta Cemil’in. Şu sebeple Cemil de Sakine’ye aşıktır. Fakat Cemil , Süreyya’nın da Sakineye aşık bulunduğunu düşünmekteydi.

Cemil Bey’in anası, babasının annesine yapmış olduğu eziyetler neticesinde ruhsal hap yutarak ölmesi sebebiyle babasıyla olan bağını koparmıştı. Bu olaylardan sonrasında her şey yoluna girince Cemil Bey ile Sakine evlenirler.

Uzun zaman sonrasında Süreyya’nın şahit bulunmuş olduğu Cemil Bey ile Sakine’nin düğünü gerçekleşir. Düğünden sonrasında  gece ihtilal olup Cemil’in babasını bir ekip asker alıkoymuştu.r Babasının son olarak sözleri “hakkını helal et oğlum” olmuştur Cemil’e…

Aradan seneler geçmiş Cemil Bey’in eşi Sakine Hanım hasta olup yataklara düşmüştür ve son sözü olarak “oğlumuza yalnızca baba olarak değil bir anne olarak da bak. Babanın annene yaşattığı şeyleri bana yaşattığını biliyorum fakat seni oldukça sevdim. Hakkımı fakat oğlum ile ilgili söylediğim şeyleri yerine getirirsen helal ederim” der ve nefesi durur. Cemil Bey  oldukça sevilmiş olduğu bayanı Sakine Hanımın öldüğüne inanmak istemez. Kapıdan içeri giren oğlu Tuğrul da annesini kaybetmenin acısını yaşar. Babasının annesine gerçekleştirdikleri aklına geldikçe sinirlenir, Cemil Bey şeklinde içine atar. Cemil Bey uzun bir zaman oğluyla bağını koparmış ve bir karara varmış. Yaptıklarının hatalı bulunmuş olduğu ve eşinin sözünü tutmadığı gerçeği onu hüzünlenirmiş. Vaktinde annesinin elbiselerini başkasına vermek isteyen oğluyla kavga etmişti, hem de oğlunu da dövmüştü. Bu hali oğluna bildirdikten sonrasında oğlu, babasının aciz bir halde bulunduğunu ve yardım istediğini anlamış olur. Bu hal karşısında babasıyla annesinin eşyalarını valize doldururlar. Cemil Bey valizi gereksinim sahibine ulaştırmak suretiyle gece geç saatte dışarı çıkar. Tam merdivenlerden inerken karşısında eskiden asla görmediği bir kişi ile karşılaşır. Bu yabancı, Cemil Bey’i valizleri bırakıp dükkana girmesi amacıyla ikna eder. Cemil Bey bu yabancı kişinin âlim bulunmuş olduğu kanaatine varır. Şu sebeple dünyadaki hakikatleri örneklendiriyor ve neticesinde sıksık Tanrı’a bağlıyordu.

Hemen sonra Cemil uzun vakittir görmediği Süreyya ile karşılaşır. Cemil Süreyya’nın bir karısı ve evladı bulunduğunu ve onların zalimce öldürüldüğünü öğrenir. Çaresiz bir halde yaşam öyküsünü izah eden Süreyya’ya destek olmak ister. O da birkaç söz ederek Süreyya’nın hayata tutunmasını ve güç kazanmasını sağlamak ister…