Türkiye’yi tema parklarla tanıştıran ve pek fazlaca imza projesiyle eğlence, kültür ve tarih müzesi kuran Outdoor Factory, bir taraftan Türkiye’ye yeni bir eğlence ve müzecilik anlayışı kazandırmak, öteki taraftan dünyada 65 milyara ulaşan sektörde Türk bayrağını daha yükseğe çekmek için çalışmalarına hız verdi.

Outdoor Factory Kurucu Ortağı Suphi Aydıner, 2010 senesinde kurmuş oldukları Outdoor Factory olarak, Türkiye’nin birçok bölgesinde yer edinen tema park, kültür ve tarih müzeleri ve kent mimarisi alanında tasarım ve uygulama hizmeti verdiklerini belirterek, “12 yılda kendimizi fazlaca geliştirdik. AR-GE çalışmalarına hız verdik. Üretim, geliştirme, tasarım benzer biçimde alanlarda dünya devlerine karşı rekabet gücümüzü arttırıyoruz. Yılda 200’ün üstünde tasarım gerçekleştiriyoruz. Dünyada rakiplerimizle 100 yıl kadar bir fark var fakat bu farkı kapatmak için 7 gün 24 saat çalışıyoruz. Her yıl globalde 65 milyar dolar yatırım meydana getirilen bu sektörde pazar payımızı büyütüyoruz. Körfez vatanlarında güçlüyüz. Avrupa’da 20 tema parkta imzamız var. Şimdi de ABD’ya girdik. Bir taraftan sektörün Türkiye’de büyümesine, öteki taraftan dünyada hızla büyüyoruz” diye konuştu.

HEDEF KÜRESEL OYUNCU OLMAK

Türkiye’de Vialand projesi ile tema park alanında güçlerini gösterdiklerini ve yurtdışında gelişme sonucu aldıklarını ifade eden Aydıner, “Körfez bu sektörün en mühim pazarlarından biri. Katar’da Oasis/Quest ve Qeteifan benzer biçimde dev tema park projelerinin uygulamasında yer aldık. Gene Özbekistan’da 60 metrelik bir anıt ve aqua park da dahil birçok projede yer aldık. Özbekistan’daki Bağımsızlık Anıtını Türkiye’den 14 tayyare ve 90 tır sevkiyatı ile hayata geçirdik. 2020 senesinde ABD radarımıza girdi. Merkezi Orlando’da bulunan IAAPA (International Association of Amusement Parks and Attractions) üyesiyiz ve global sponsoruyuz. ABD pazarı, temalı eğlence sektörü için bambaşka bir dünya. Pandemi sonrasında sektörün kalbinin attığı bu pazara girmeye karar verdik ve 2021 yılı Kasım ayında ABD’da şirketimizi kurduk. İşlerimizin yoğunlaşmaya başlamasıyla Şikago’da bizim benzer biçimde üretim tesisi kurmuş L3DFX şirketiyle tanıştık. Firmanın sahibiyle vizyonumuz örtüştü ve firmanın %50’sine ortak olduk. Bu ortaklıktan beklentimiz yüksek. ABD pazarına girişimizle beraber hedefimiz küresel bir oyuncu olmak” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

BÖLGESEL KALKINMA İÇİN ANAHTAR

Aydıner, dünyada tema park tarihinin 150 yıla dayandığını ve bugün bölgesel kalkınma modeli olarak kullanıldığına dikkat çekerek, Osmaniye modelinin Türkiye için önemini şu sözlerle beyan etti: “2014 senesinde Osmaniye Belediyesi ile bir projeye başladık. Projeye başlamadan ilkin hepimiz Osmaniye’de bu şekilde bir projeye başladığımız ile ilgili eleştirilerde bulunmuş oldu. Bu yatırımın niçin altyapı ya da daha değişik şeylerde kullanılmadığı sorgulanmaya başladı. Sadece Osmaniye Belediye Başkanı vizyoner görüş açısı ile bizi destekledi. Başkanın bizlere verdiği istatistiğe bakılırsa çevre illerin de yer almış olduğu 150 kilometre çapındaki alanda ortalama 9,5 milyon kişilik bir nüfus bulunuyordu. 2014 senesinde her hafta sonu Osmaniye’den çevre şehirlere harcanan 2,5 milyon TL vardı. Bu parkın yapılmasıyla buradan büyük bir gelir sağlanması öngörülüyordu. Parkın yapımının peşinden ise hafta sonunu değişik şehirlerde geçiren aileler Osmaniye’de eğlenirken çevre şehirlerden de fazlaca büyük bir talep ve ziyaretçi trafiği oluştu.”

GELECEĞİN DÜNYASINDA BİZ DE VARIZ

Geleceğin dünyasında tema park ve müzelerin yeni konseptleriyle var olacağını belirten Aydıner, sözlerine şu şekilde devam etti: “Son zamanlarda en fazlaca yatırım meydana getirilen şeylerden biri de dijital ve interaktif uygulamalar. Konsept müzeler dahilinde illüzyon müzesi, fun art müzeleri benzer biçimde… Bilhassa müzecilikte 5 duyuya yönelik olarak koku alınan, müziğin yada anlatımların olduğu dokunarak içeriğin çeşitlendiği tecrübeler ön planda. Bu kapsamda ikimiz de ufaklıklara, oyun deneyimi sunarken bununla birlikte eğitici müzeler tasarlıyor ve uyguluyoruz. Hem eğitim hem de eğlenceyi bir arada sunan proje kapsamında çocuk köylerinde ufaklıklara günlük yaşamı deneyim etmelerini sağlayacak ortamlar kurgularken, bir taraftan da workshoplar/ atölyeler hazırlıyoruz. Bu alanlarda matematik atölyesi, fotoğrafçılık atölyesi, moda atölyesi benzer biçimde hem eğlence hem de eğitim odaklı aktiviteler bulunmakta. 56 tane modülde evlatların atölyelerde kendi deneylerini, üretimlerini yaptıkları eğitime yönelik olan çocuk köyünün ilkini Hatay Expo’da hayata geçirdik. Bu kapsamda İstanbul’da, Ege’de, Güneydoğu Anadolu’da ve Akdeniz’de kısa sürede 4 projemiz daha hayata geçecek.”