Cafer Tayyar Paşa ile görüştüğünü aktaran Raif Karadağ, Musul’un 1927’de İngiliz Mandasından kurtarıldığını, bunu cenk sebebi duyuru eden İngiltere’nin blöfünün arkasından Musul’daki generale Ankara’dan telgrafla ‘çekilme’ talimatı verildiğini belirtti.

Devlet tarafınca Musul ve Türk petrollerini araştırırken şüpheli bir halde otel odasında ölü bulunan Raif Karadağ’ın doktoruna bakılırsa, savcılığın açıklamış olduğu benzer biçimde Karadağ bir kalp kriziyle değil zehirlenerek öldürüldü.

1926 Ankara anlaşması ile elden çıkan Musul ise, 1927’de sınırdaki bir isyanı bahane eden 7. Kolordu Komutanı tarafınca yeniden İngiliz mandasından kurtarılmış.

Musul’a inen komutanla görüşen Raif Karadağ’ın raporuna bakılırsa de, ‘İngiltere bunu cenk sebebi duyuru edince, Musul’daki generale Ankara’dan telgrafla ‘çekilme’ talimatı verildi.

Türk General Cafer Tayyar Eğilmez ‘Musul’u bırakmam’ diye direnince görevden azledildi.

RAPORU İSTİYORLAR

Yıldız gazetesinin üç gündür yayınladığı ‘Musul Dosyası’nda, esrarengiz vefat etmesiyle dikkat çeken Raif Karadağ’ın oğlu Murat Karadağ, kendisini arayan adların ‘Babanızın raporu elinizde mevcutsa yada rapora ilişkin bir belge ve data var ise, bunların hükümete sunulabileceğini’ söylediğini aktardı.

Babası Raif Karadağ’ın, Lozan ve Ankara Anlaşması süreci ile Musul petrollerine ilişkin yazılarını bizimle paylaşan Murat Karadağ’ın aktardığı bilgilere bakılırsa isi, Musul 1926’da Irak’a bağlandıktan bir tek bir yıl sonrasında Türkiye sınırlarına tekrardan dahil edilebilirdi.

Raif Karadağ’ın, 1927’de Musul’u yakalayan Komutan Cafer Tayyar Paşa ile yapmış olduğu görüşmeden aktardığı bilgiler, zamanı vesika benzer biçimde:

BİR BLÖF İLE KAYBETTİK

“Yeni devletin cenup hudutları civarında, 1927 senesinde çıkan bir Nasturî isyanını bastırmak için görevlendirilen yedinci kolordu, Diyarbakır birliklerinin de takviyesiyle tam mevcutlu bir ordu hâline getirildi. Bu kuvvet, Cafer Tayyar Eğilmez’in emrine verildi.

Bu harekât Musul’a bir emr-i vaki için muhteşem bir fırsat vermişti. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak ve Cafer Tayyar Paşa içinde bu emr-i vaki gerçekleştirecek müzakereler yapılmış oldu ve tam bir mutabakata da varıldı.

Nasturî harekâtını büyük bir hızlıca tamamlayan Cafer Tayyar Eğilmez Paşa’nın kumandasındaki birlikler aniden Musul’a iniverdi. Paşa’nın bizzat ağzından dinlediklerim: 1927 senesinde cereyan eden bu işgal üstüne İngiltere Ankara’ya sert bir nota verdi ve takip etti.

Bir an geldi ki Ankara, Musul’u tahliyeye karar verdi. Bu karar, kolordu kumandanı sıfatı ile Cafer Tayyar Paşa’ya bildirildiği zaman o âdeta şaşırdı, şoke oldu.

Musul’dan asla çıkmak istemedi, İngiliz notalarının blöf bulunduğunu tekrarlayıp durdu.
Cafer Tayyar Paşa iddialarında haklı idi. İngilizler hakikaten blöf yapıyorlardı. Ve yalnız Musul için yeni bir harbi göze alabilecekleri de fazlaca şüpheli idi.

Cafer Paşa direnince telgrafla Ankara’ya çağrıldı. Musul’u korumakta direnince, görevden azledildi.”

ZEHİRLENEREK ÖLDÜRÜLDÜ

Musul araştırmacısı Raif Karadağ’ın ölü bulunmuş olduğu otel odasında, vakası inceleyen savcı ve aile doktoru ile kendisi içinde geçen münakaşaları özetleyen Murat Karadağ, babasının resmi açıklamalardaki ‘Kalp yetmezliğinden öldü’ iddialarının aksine uzman doktorlara bakılırsa nı otel odasında ‘zehirlenerek öldürüldü’.

Murat Karadağ, şunları söylemiş oldu: “Savcı, babamın kalp yetmezliğinden ölüm raporuna gerekçe olarak, vücudunun bir bölümündeki morartıyı kanıt olarak gösterdi.

Sadece babamın orta okuldan derslik arkadaşı ve aile doktoru olan Kartal Baştabibi Yavuz Bey rapora baktığında şoke oldu.  Yavuz Bey  ‘Murat, babanla olan dostluğumuz bakidir.

Kalp hastası olsa benim kesinlikle haberim olurdu. Onun birileri tarafınca zehirlenerek öldürüldüğünü düşünüyorum’ dedi.”