Sparta Uygarlığı Hakkında Bilgi

Sparta, Lakedaimōn olarak adlandırılan şehir MÖ 2. binyılın sonunda yaşanılan Dor istilasının derhal sonrasında Peloponnes (Mora) Yarımadasında Dorlar tarafınca kurulan kent ve kent devleti.

En kuvvetli rakibi Mora ile Tesalya içinde bulunan Attika bölgesinde kurulmuş olan Atina şehir devletiydi. İki devlet içinde Pers istilası yıllarında oluşturulan ittifak ilişkisi hemen sonra Atina’nın tüm Helen dünyasını kendi çatısı altında birleştirmeyi arzulayan politikası neticesinde rekabete dönüştü.

Bu rekabet sonucunda MÖ 431′de başlayıp aralıklar ile 27 yıl devam eden ve tarihe Peloponnes Savaşı olarak geçen bu cenk Yunan dünyasının Büyük İskender dönemine dek parçalı siyasal yapıda kalmasına yol açtı.

Kuruluşu

MÖ 9. yüzyıl sonunda Pitana, Meson, Limnai, ve Kynosura adlı dört köy birleşti. Sadece kent hiçbir vakit sur içine alınmadı. MÖ 8. yüzyılda Eurotas vadisi yakın dağlar ve kıyı ovası da şehrin topraklarına katıldı. Varlıklı eyalet Messinia ele geçirildi. İç savaşlarında yaşandığı dönemde şehride örgütlenmeler başladı. Kurumlar Lykurgos tarafınca kuruldu. Bir tür anayasa deklare edildi.

Lakedaimonlular’ın sitesi tüm haklara haiz vatandaşlardan oluşuyor, eşitler olarak adlandırılan bu yurttaşlar devletten, Heiloslar tarafınca işlenen toprak hissesi (kleros) alıyorlardı. Heiloslar kimi zaman aşağılanıyor ve ülkede huzuru sağlamak için lüzumlu görülen terör dönemlerinde öldürülüyorlardı.

Perioikoslar ise kendi geleneklerine bakılırsa yaşıyorlardı. Orduyu iki kral komuta ediyor, siyasal yaşamı ise Gerusialar yönetiyordu. Sparta’daki yaşam bu zamanda oldukça parlaktı. Sadece ülkede gerginlik artmaya başladı. Argos ile meydana getirilen harpte yenildiler.

Sistem katılaştı. Katı bir eğitim sistemi kabul edildi. Her türlü lüks yasaklandı. MÖ 550′ye doğru, Khilon’un dönemindeki Sparta, elindekileri korumakla yetinen, kendi içine kapanık bir kent oldu.

Sparta Uygarlığı

Sparta Uygarlığının en belirgin özelliği aşırı disiplinli askerî örgütlenmesiydi. Toplumda her adam ve kadının görevleri vardı. Erkekler askerdi. Hanımefendiler ise devlete asker yetiştirmekle görevli anne konumundaydı. Her hanım çocuğuna altı yaşına kadar büyütmek, dayanıklı ve sıhhatli olarak yetiştirmek mecburiyetindeydi.

Altı yaşına kadar ailelerinin yanında kalan çocuklar bu yaştan sonrasında askeri disipline yavaş yavaş alıştırılmak suretiyle devletçe alınır ve ilerleyen yaşlarında eziyet verici şartlara dayanıklı olabilmeleri için bölge bölge dolaştırılırdı. Çocuklar yirmi yaşına geldiklerinde tam bir asker olarak hizmete adım atar ve altmış yaşına kadar askerlik görevini yapardı. Altmış yaşına gelebilen erkekler bundan sonraki hayatlarını toplantılar yaparak geçirirlerdi.

Sparta’da oldukça sert bir askeri disiplin yönetimi bulunuyordu. Sparta Uygarlığı’nın bir öteki özelliği ise köle düzenindeki farklılıklardı. Öteki Yunan uygarlıkları aksine Sparta Uygarlığında köleler temelde devlete aitti. Bir kölenin tüm kullanım hakkı devletindi sadece bağlı bulunmuş olduğu toprak sahibine de ziraat ürünlerinden bir hisse vermek zorundaydı. Toprak sahibi köleyi öldüremez ve ona işkence yapamazdı. Uygarlığın köle sınıfı helot adını taşıyordu.

Helotlar bir tür ekonomik özerkliğe de sahiplerdi. Çalışmış oldukları devletin eşit olarak bölüp dağıttığı arazi parçasını (Kleros) ekip biçerler ve üründen arpa, buğday, şarap, peynir benzer biçimde gıda maddelerini toprak sahibine verirlerdi. Spartalılar savaşarak kazandıkları topraklardaki halkı da Kleros sistemine dahil ederdi. Kleroslarda hiçbir gerçek Sparta vatandaşı yaşamazdı. Haiz oldukları Kleroslar’da yaşamazlar, Sparta’da yaşarlar ve kendilerine bağlı helotları yönetmezler, denetlemezler, topraklarından çıkaramazlar ve satamazlardı.

Altmış yaş üstü üyelerden oluşan İhtiyarlar Meclisi devlet yönetimi ile ilgili kararlar alır ve 30 yaşını geçmişlerin oluşturduğu öteki bir meclis bu kararları sonuca bağlardı. Spartalılarda karar alma işlemi olağan dışıdır. Okunan maddeler toplantıya katılan kalabalığın çıkardığı seslerle hükme ulaştırılırdı. Kimin sesi oldukça çıkarsa o yönde karar çıkardı. Aristotales bu yüzden Spartalıları oldukça çocuksu bulmuştur. Spartalılarda bir öteki derslik Periyekler isminde olan sınıftı.

Periyekler 30.000 şahıs kadardı. Bunlar devlet ilk kurulurken işgal edilen Lakonya bölgesinde yaşayan Aka uygarlığı soyundan gelenlerdi. Periyeklerin bir Sparta’lı benzer biçimde yönetimde söz sahibi olması ve asker olabilmesi ek olarak bir Periyek’in bir Sparta’lı ile evlenmesi de mümkün değildi.

Periyekler ziraat tecim ve zanaatla uğraşmak ve devlete vergi vermekle yükümlülerdi. Helotlara bakılırsa oldukça özgürdüler fakat Sparta topraklarında yaşamak onlar için de kolay değildi. Spartalılarda helotları denetlemek amacıyla muhbirler ve gözeticiler vazife yaparlardı. Helotların yaşamış olduğu kasabalara ara sıra pusu kurulur ve daha evvel tespit edilen ve ileride sakıncalı olabilecek helot fertleri öldürülürlerdi. Bu işle görevli kurumun adı Krypti’di.

Bu yüzden helotlar asla sivrilme davranışı içinde olamazlardı. Sparta Uygarlığında 2 kral vardı. Devlet iki kral tarafınca yönetilirdi. Bu iki kralın saygınlıkları oldukça yüksekti. Krallık babadan oğula geçerdi.