PARA OYUN/ ALİ EFE İRALI Konsol oyunları, mobil, masaüstü ve tarayıcı olarak sınıflandırabileceğimiz ekosistemin dördüncü ayağını oluşturuyor. Fakat rekabet anlamında mobil ile beraber ilk ikide içeriyor. Statista’dan Florian Zandt’ın NewZoo üstünden geçtiğimiz senenin Aralık ayı için paylaşmış olduğu verilerdeki kazançlar da bunu doğrulayan özellikte. Verilerde, mobil oyun sektörü kazancının ortalama 92.6 milyar dolar, konsol oyun sektörünün 56.1 milyar dolar, indirilebilir ya da kutuyla satılan masaüstü bilgisayar oyunlarının 37.1 milyar dolar ve son olarak tarayıcıya yönelik oyunların 1.9 milyar dolarlık bir kazanç kıymeti oluşturduğu söyleniyor. Konsolların kendi içindeki rekabetine odaklandığımızdaysa fazlaca garip başka verilerle de karşılaşıyoruz. Statista’nın bu yıl paylaşmış olduğu bir başka veride toplam 1.2 trilyon dolar büyüklüğünde olan tüketici elektroniği pazarının içinde, oyun konsolların kendilerine 24.1 milyar dolarlık bir kazanç sahası oluşturduğu görülüyor. Bu dağılım içinde taşınabilir anlamdaki konsolların 500 milyon dolar, ev tipi konsolların 18.5 milyar dolar ve hibrit yapıdaki konsolların da 5.1 milyar dolarlık bir hacmi olduğu anlaşılıyor. Bu anlamda pazarın yüzde 50’sine yakın bir oranını Sony ve PlayStation elinde tutarken; öteki kısmı Microsoft ve Nintendo devleri takip ediyor ve bu devlerin de oranları birbirlerine oldukça yakında durumda. Tüm bu veriler üstünden, öteki araştırma şirketlerinin de projeksiyonlarına baktığımızda, birazcık daha durağan pazar hacminin bizleri karşıladığını görmeye başlıyoruz. Öteki bir deyişle, yükselme sürse de hızda bir artış yok. Bu da devleri değişik fikirlere yöneltmeye başlıyor.

MICROSOFT BÜYÜK AÇILIM PEŞİNDE

Pazardaki durağanlığı kırmak ve rekabette öne geçmek için devlerin birbirleriyle mücadelesi sürüyor. Bu anlamda hem pazarı demokratikleştirme hem de yaygınlaştırma anlamında mühim adımlar atılıyor. Microsoft da bu mühim adımları atanlar içinde. The Guardian’dan Keza MacDonald ve Keith Stuart’ın haberinde de vurgulandığı şekilde Microsoft Xbox’a hususi olarak üretilmiş olan oyunların PlayStation ve Nintendo’ya da sunulması stratejisinin geliştirildiğini biliyorduk. Bunun arkasında doğal ki Activision Blizzard’ın satın alınması sonrasındaki dinamiklerin düzenlenmesi de etkiliydi. Fakat şimdi daha başka bir hamle geliyor benzer biçimde duruyor. Polygon’dan Chris Plante’nin Microsoft Gaming CEO’su Phil Spencer ile Oyun Geliştiricileri Konferansı’nda yapmış olduğu bir röportaj her şeyi daha da netleştiriyor. Gelecek vizyonu anlamında Epic Games ve Itch.io benzer biçimde masaüstü bilgisayar platformlarının oyunlarının Xbox’a gelebileceğine dair sinyal vermiş. Aslen, meydana getirilen röportajda, kapalı dönem çalışan ekosistemlerin haiz olduğu sıkıntılardan yakındığı anlaşılan Spencer’ın (ki bu aşamada tam desteğimi verdiğimi söylemem lazım) daha yaygın tesir doğurabilecek bir mekanizma hayal etmiş olduğu anlaşılıyor. Aslen buradan bakıldığında, dualarla anabileceğimiz Steve Jobs’un da benzer anlamda bir vizyonu bulunduğunu hatırlamamak imkânsız olur herhalde. Doğal ki bu tarz şeyleri söylerken dev şirketlerin kâr elde etmelerini kutlama amacıyla söylemiyorum. Hızla gelişen teknolojinin pek fazlaca değişik noktasına ulaşmakta problem yaşayan milyonlarca insan var. Microsoft da, kullanım kolaylığı ve erişilebilirlik anlamındaki yaygınlaştırıcı etkiyi genele yayabilmekte oldukça başarıya ulaşmış olmuş ürünleriyle tanınıyor. Meydana getirilen yatırımları, daha iyi bir gelecek vizyonuyla kurguluyorlar. Öteki taraftan, eğlence endüstrisinde de her noktaya ulaşamayan milyonlarca kullanıcı bulunuyor. Pahalı sistemler olmaları sebebiyle değişik konsollarla tanışamamış gene yüz milyonlarca oyuncu söz mevzusu. Hal böyleyken, bulutta oyunun başlatmış olduğu devrimin, çapraz platformda sunulan ekosistem varlığı çerçevesinde daha da güçleneceğini; işin sonunda tüm sürecin oyuncu lehine hareket sahası yakalayacağını söylemek mümkün.

PLAYDATE’LE YENİ DENEYİM

Hazır konsollara odaklanmışken, Panic firmasının birkaç yıl evvel geliştiricilere hususi olarak önden paylaşmış olduğu ve peşinden perakendeye sunmuş olduğu Playdate’ten bahsetmemek olmaz. Yanında bulundurduğu bir krank ile oyun içinde yeni bir tuş terimi getiren mobil konsolla ilgili olarak, geçtiğimiz ay The Verge’ten Andrew Webster’ın haberine nazaran, daha süratli kargolama imkânları sunulmaya başlamıştı. Tam bu esnada Kotaku’dan Moises Taveras’ın haberinden gördüğümüz kadarıyla Playdate aletine ilişkin 400 bin dolarlık kargonun, merkez dağıtım noktasından kaybolduğu ve süreçle ilgili araştırmaların devam etmiş olduğu öğrenilmiş. Çabalayan ve farklılık ortaya koymayan bir ekibin ürünü olarak tanımlayabiliriz sanıyorum Playdate’i. Bakalım, ilerleyen dönem Playdate için ne getirecek?